Çimentonun Tarihçesi
Günümüzde kullanılan çimento kelimesi Latince‘de anlamı yontulmuş taş olan “caementum” kelimesinden türemiştir. Ateşin bulunmasından itibaren kireç ve alçı gibi malzemeler bağlayıcı malzemeler olarak kullanılmış olmasına rağmen ilk betonarme yapı 1852 yılında yapılmıştır. Eski Yunanlılar ve Romalılar kireç ve puzolan karışımlarının hidrolik özelliklerini fark etmişlerdir.
Bağlayıcı malzemelerin kalitesi ve kullanımı konusunda gelişmeler 18.yy.da gerçekleşmiştir. 1750 yılında İngiltere’de bulunan Eddystone Deniz Feneri binasının yapımını üstlenen John Smeaton kirecin kimyasal özelliklerini anlayan ilk kişi olarak bilinmektedir. Daha sonraki gelişme ise “Roman Cement”(Roma Çimentosu), adı ile bilinen bağlayıcının Joseph Parker tarafından elde edilmesiyle gerçekleşmiştir. 1812 yılında da Fransa’da Louis Vicat tarafından killi kalkerler 1200°C sıcaklığı kadar pişirilerek daha yüksek dayanımlı bir su kireci elde edilmiş ve çeşitli mineral katkılar ile priz sürelerinin ayarlanması mümkün olmuştur.
1824 yılında İngiltere’nin Leeds kentinde, Joseph Aspdin isimli bir duvarcı ustası yaptığı çalışmalar sırasında bir kısım doğal kil ile 3 kısım kalker karışımını pişirip öğüterek dayanımı ve dayanıklığı yüksek ilk çimentoyu elde etmiştir. Bu ürünün yeşil gri olan renginin İngiltere’nin güneyinde yer alan Portland adasındaki yapı taşlarını andırdığından; Joseph Aspdin, elde ettiği bu bağlayıcı için 21.10.1824 tarihinde “Portland Çimentosu” adı altında patent almıştır. Sonraki yıllarda Thomas Edison da dahil çok sayıda bilim adamı çimento ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Günümüzde çoğu çimento fabrikaları yüksek enerji tasarruflu ve çevreye duyarlı ileri teknolojilere sahiptir. Üretilen çimentoların kalite, dayanım ve dayanıklılığı ilk zamanlarda üretilenlerden çok yüksektir.